RÜYALAR
BİZE NE ANLATMAK İSTİYOR?
İnsan var olduğundan bu
yana kadar görmüş olduğu rüyaları ilgisini çekmiştir. Bilim öncesi toplumlarda
rüyalar, özel sırlar içeren spiritüal yaşantılar olarak görülmüş; Ya Tanrı veya
tanrıların (dönemin ve toplulukların tanrı inanışlarına göre değişen biçimde)
kişiye gönderdiği özel mesajlar olarak, ya gelecekten haber veren uyarılar
olarak veya uykudayken bedenden ayrılan ruhun gezintisi sırasındaki yaşantıları
olarak veya buna benzer biçimlerde algılayıp yorumlanmıştır. Hatta bazı rüyalar
insanların yaşantılarına yön verebilmiş, insanlar günlük hayattaki bazı kararlarını
rüyalarına bakarak vermişlerdir. Bu derece önemli olan bir konuda da tabi ki,
bundan yararlanan, bu konuda özel konum edinen kahinler gözde olmuşlardır. Eski
uygarlıklarda, özellikle Babilliler, Mısırlılar, Yunanlılar ve Araplar’da rüya
tabiri konusunda yetenekli kahinlerin önemli rolleri olduğu görülür. Tüm tarih
boyunca da büyük devlet adamlarının ülke yönetiminde bu rüya yorumcularının
yönlendirmelerine tabi olabildikleri, böylece bu işi yapan kişilerin ne kadar
etkin rollerde oldukları görülmektedir.
Peki, günümüzde bu
durum nedir nasıldır? Psikoloji biliminin araştırmaları ve özellikle
psiko-analitik kuramın rüya ile ilgili bilimsel açıklama ve yorumlarının bu
konuda önemli bakış açısı değişiklikleri getirmiş olmasına karşın, aslında
günümüzde de rüyaların algılanması konusunda büyük farklar yoktur. Rüyalar
halen birçok insan için gelecekten haber veren uyarılar veya doğaüstü güçlerin
temsili mesajları olarak algılanmaya devam etmektedir. İnsanların gizeme olan
ilgileri ve belki de böyle bir gereksinimlerinin olması rüyaları da geleceğin
ve olacakların habercisi olarak görmelerine neden olmaktadır. Bu konuda bu
anlayışı destekleyen ve pekiştiren olağanüstü bir yayın, anlatı yoğunluğu
olması ve neredeyse ortak bir kültürel mirasın güçlü bir şekilde varlığını
sürdürmesi etkilidir. Bu potansiyel talep ortamında da tabi ki bunu kullanmak
ve sömürmek isteyen sözde kahinler ve olağanüstü çeşitlilikte rüya tabircileri
olması çok doğaldır. Talep arzı, arzın türü talebi körüklemektedir.
Psikoloji biliminin
rüyalarımız konusundaki bilimsel açıklaması kısaca şudur; Rüyalarımız;
bastırılmış, bilinçdışına itilmiş duygu, düşünce, güdü ve arzularımızın
egomuzun kontrolünün azaldığı uyku sırasında, çeşitli semboller yoluyla açığa
çıkmaları yoluyla oluşurlar. Uykumuzun REM (rapid eye movement) adını
verdiğimiz yaklaşık 90 dakikada bir gerçekleşen ‘derin uyku’ bölümünde
gördüğümüz rüyalarımız aslında bizim yakın veya uzak ‘önceki’ yaşantılarımızla
ilgili bastırılmış unsurların imgeselleştirmeleridir. Bunun yanında uyku
esnasında maruz kaldığımız fiziksel veya fizyolojik kaynaklı çeşitli uyaranlar
da (ses, koku, ısı, temas veya vücudun sistemsel fonksiyonları ile ilgili iç
kaynaklı uyaranlar) rüyalarımıza çeşitli farklı imge ve duygu yaşantıları
olarak yansıyabilmektedirler. Yani bu açıklamaya göre rüyalarımız
psikofizyolojik kaynaklıdır ve bize gelecekten haber ve uyarılar vermezler
sadece geçmiş veya o anki yaşantılarımızla ilgilidirler. Bu haliyle
rüyalarımız, bazı psikoterapi ekolleri (psikodinamik kuram şemsiyesinde yer
alan ekoller) tarafından da, bizim gizli ruhsal dünyamız hakkında bir şeyler
anlatan ve bilimsel rüya analizleri yoluyla psikolojik sıkıntı ve
rahatsızlıklarımızı anlama, çözümleme ve tedavi edilmesi bağlamında oldukça
önemli ve ilginç bir materyal olarak kullanılmaktadır.
Bununla birlikte henüz
bilimsel anlamda yeterli kabul edilebilirliğe sahip olmasa da, spiritüalistlere
(veya parapsikoloji yaklaşımlarına) göre rüyalarımız; bazen, telepatik rüya
(bir başka kişinin uyanık haldeki düşünceleri veya uyku halinde rüyasında
gördüklerinin rüya olarak görülmesi), durugörü yetisi ile görülen rüyalar
(uzakta veya başka bir mekandaki olayları ve nesnelerin rüya olarak görülmesi)
veya astral seyahatle ilgili rüyalar (uykuda ruhun-astral bedenin-gezintisi
esnasında gördüklerinin rüya olarak algılanması) olabilir. Ya da bazen, uyarıcı
mesajlar veren rüyalar (bir konuda şöyle veya böyle yapması gerektiğine dair
mesajlar içeren rüyalar), prekognitif rüyalar (gelecekten ve olacaklardan haber
veren rüyalar), reenkarnasyona bağlı rüyalar (geçmiş yaşam inanışına dayalı, o
yaşamıyla ilgili anıları içeren rüyalar), bedensiz varlıklarla iletişim
kaynaklı ve buna benzer paranormal yetenek ve algılarla ilgili olabilmektedir.
Bunlar spiritüalistlerin bazen deneysel çalışmalarla da desteklemeye ve
kanıtlamaya çalıştıkları, oldukça hatırı sayılır destekçisi de olan rüya
açıklamalarıdır.
Sonuç kısmına gelirsek; ‘rüyaların bize anlatmak istediği’
konusunda siz neye inanmak istiyorsanız ona inanın, rüyalarınız sizindir.
( ZİHNİ GELİŞTİRMENİN YOLLARI )
( ZİHNİ GELİŞTİRMENİN YOLLARI )
0 Yorumlar