Crassus – Partlar Harran Savaşı- Roma İmparatorluğu
Carrhae Savaşı- Carrhae Muharebesi
*Mezopotamya, yıllar boyu İran da kurulan devletlerle Roma arasında sınır
olarak kalmıştı. Suriye’yi elinde tampon olarak tutan Roma İmparatorluğu
böylece doğuda zaman içinde Sasani devleti ile Partları batıda da Akdeniz'i
kontrol edebiliyordu.
*M.Ö. 53’e gelene kadar Fırat nehri Roma İmparatorluğu ve Partlar arasında
sınır olarak kalmıştı. Crassus’un seferinden 2 yıl önce de MÖ 55 de Gabinius
Partlar üzerine başarısız bir sefer yapmıştı.
Triumvirlik ortakları olan Pompei, Crassus ve Sezar hırs düşkünüydüler ve
Roma’nın tek adamı olmak isteyen karaktere sahip insanlardı. Her üçünün de tek
düşünceleri İmparator olup Senato’yu emirleri altına almaktı. Tüm hamlelerini
bu amaç doğrultusunda gelişmekteydi. Sezar Galia da unvan peşinde koşarken Pompei
geçmişte aldığı zaferlerle şanın şöhretinden dolayı Roma’da sakin sakin
Sezar’ın gözden düşeceği zamanı bekliyordu. Sezar ise Galya da üst üste aldığı
zaferlerle ününe ün katmıştı. Oysa Roma’nın en zenginlerinden Crassus’un böyle
bir zaferi olmadığı için diğerlerinden eksik kalıyordu. Bu eksikliğini gidermek
amacıyla Part seferini organize etmek istedi. Bu yüzden Suriye Valisi olarak
bölgeye yerleşip Partları alt ederek daha doğuyu fethedip Hindistan’a kadar
giderek Roma da Pompei ve Sezar ile eşit üne kavuşmak istiyordu.
*Crassus Trebonia yasası gereğince Suriye Valisi olarak atanmıştı. Bu yasa
kendisine Roma Cumhuriyeti sınırları içerisinde istediği orduyu toplama hakkı
ve yetkisi veriyordu. Fakat burada bir sorun vardı; Pompei ve Sezar
Cumhuriyetin en güçlü gençlerini askere aldığı için geriye ikinci sınıf
askerler kalmıştı. Ayrıca Crassus 60 yaşındaydı ve diğer Triumvirlik üyeleri
kadar askeri taktik konusunda başarılı değildi.
*Roma Senatosunun Partlara karşı bir savaş talebi olmadığı gibi aksine bu konuda
muhalefet bile oluşmuştu. Bu sırada Part ülkesinde iç karışıklıklar ve iktidar
savaşı vardı. Bundan dolayı Partlar tarafında da kimse savaş istemiyordu.
Partlar barıştan yana olup savaşa hazır olmadıklarını düşünüyorlardı. Savaşı
tek isteyen kişi galibiyetten emin ve kişisel hırsları olan Crassus idi.
*Crassus MÖ 55 tarihinde Roma’dan yola çıkarak Anadolu üzerinden Galatia’yı
(şimdiki orta Anadolu ve Doğusu) geçerek Suriye’ye indi. MÖ 54’ün baharında bir
önceki savaşta Partlara mağlup olan Gabinius’dan valiliği, eyaleti ve ordusunu
teslim aldı. Hemen akabinde hazırlıklarına başlayarak çevredeki ele geçirmesi
gereken noktaları aldı. Sadece içlerinden biri olan Zenodotium direnişte
bulundu. 100 kadar Roma askerini tuzağa düşürüp öldüren şehir halkı Crassus’un
hiddetinden kurtulamadı. Şehir fethedilip tüm halkı köle olarak satıldı. Bu zor
şehrin ele geçirilmesinden sonra askerler kendi aralarında Crassus’u İmparator
ilan ettiler. Kış yaklaşınca bölgede karakol oluşturan Crassus 8000 asker
bırakarak Suriye’ye geri çekildi.
*Part Kralı Orodes kaybettiği şehirlere yardım göndererek durumu protesto
etmek ve gerçek niyetini öğrenmek için Crassus ile iletişim kurmak istedi.
Gönderdiği elçi ile bu savaşların Crassus’un şahsi hırsı mı yoksa Roma halkının
istediği bir savaş mı olduğunu öğrenmek istiyordu. Elçi Crassus’a eğer kişisel
hırsı ise Kralı Orpdes’in kendisini affedeceğini ama Roma halkının istediği bir
savaş ise sonuna kadar gideceğini açıkladı.
*Crassus’un ordusunda oğlu Publius da bulunuyordu. Ayrıca 1000 kadar Kelt
süvarisi katılmıştı. Armenia kralı Artavasdes Crassus’a destek vermeyi şartlı
kabul etmişti. Saldırısının çöl tarafından değil kendi ülkesi üzerinden olan
dağlık araziden yapılmasını önerdi. Böylece Partların atlı birliklerinin
başarısız olacağını ve savaşı az kayıpla kazanabileceğini söyledi. Oysa Crassus
emrindeki Berberi reisleri ve Edessa (Urfa) Prensi Abgar’ın da tavsiyesi ile
güneyden doğruca kışlık başkentleri Ktesifon (Bağdat ile Basra körfezi
arasında) üzerine saldırmayı düşünüyordu.
*Armenia kralı Artavasdes 6000 askerini Crassus’a bırakarak ve başka asker de
göndereceği sözünü vererek ülkesine döner. Dönüş yolunda intikam amacıyla
Partların ülkesine saldırdığını öğrenen Artavasdes söz verdiği askerleri
gönderemeyeceğini haber verir ve özellikle dağlık araziden saldırması gerektiği
konusunda ısrarlı düşüncelerini de ifade eder.
Crassus – Partlar Harran Savaşı | Roma İmparatorluğu | |
*MÖ 53 baharında harekete geçen Crassus daha önce Pompei’ye sadık hizmetleri bulunmuş olan Arap Ariamnes’in rehberliğinde Mezopotamya’yı geçer. Oysa Crassus’un bilmediği şey Ariamnes II.Orodes ile gizli bir anlaşma yapmıştı ve aldığı talimatla orduyu dağlardan ve nehirlerden uzak ovalardan götürmekteydi. Orduda bulunan Gaius Cassius buna itiraz ediyor ve nehir yolunu takip etmeleri gerektiğini, eşyaları nehir yoluyla taşıyabilecekleri konusunda uyarmaktaydı. Crassus’un acelesi vardı ve onu dinlemeyerek Fırat’ı geçip Alchaudonius ve Abgar ile buluştu. Güneye doğru inerken doğuya giden at izlerini geri çekilen birlikler olduğunu düşündüren Abgar orduya rehberlik yapmaya başladı. Abgar da Orodes ile anlaşmış ve onun adına çalışıyordu. Verdiği bilgilerle Orodes’in kendisine karşı koyacak gücü olmadığını ve Batı Eyaletlerini boşalttıklarını hatat şimdiden İskitlere sığınmak için hazırlık yaptığını anlattı. Böylece Roma ordusu Fırat kıyılarını terk edip Mezopotamya içlerine doğru ovalardan ilerlemeye başladılar. İlerledikleri güzergahlarda hiçbir Part askeri ile karşılaşmayan Roma ordusu Partların kaçmakta olduğunu düşünerek peşlerinden hiç mola vermeden yetişmeye çalışıyorlardı. Bu arada hainlik yapan Abgar ve Alchaudonius askerlerini alarak Roma ordusundan ayrılmışlar ve tüm ordu hakkında bildiklerini Orodes’e çoktan aktarmışlardı bile.
*MÖ 53 yılının 5 Mayıs’ında Roma ordusu aç bilaç Part ordusu ile Carrhai de
(Harran) karşılaştılar. Komutan Surena Part ordusunun gözde katafraktlarını
(zırhlı süvariler, hem askerler hem de atlar zırhlarla kaplanmış ve pelerinli
korku salan bir yapıları vardı. Karanlıkta pelerinle, güneşte pelerini çıkartıp
parlak zırhlarıyla savaşıyorlardı) devreye sokmuştu. Ayrıca atlı Part
okçularına Scutum adı verilen Roma kalkanları engel olamıyordu. Okçuların
sadakları boşalınca acilen doluları ile değiştiriliyor ve Romalılara fırsat
verilmiyordu.
*Uzaktan yapılan savaşta başarılı olunamayacağını anlayan Crassus oğlu
Publius’a bir kısım kuvvet vererek saldırmasını söylemiş kendisi de Part
okçularını bertaraf etmeye çalışmıştı. Publius zor durumda savaşırken sürekli
asker kaybı içerisinde kendisine bırakıp kaçması önerildiği halde savaş alanını
terke etmedi. Babası Crassus’tan yardım istemek için gönderdiği ulaklar yolda
öldürülünce daha fazla devam edemedi ve Partlara esir düştü. Partlar Publius’un
kafasını keserek öldürdüler. Surena Publius’un kesik başını babası Crassus’a
gönderir. Böylece beklediği sonucu almış olur; oğlunun kesik başını gören
Crassus tamamen dağılır. Bu arada Crassus’un ordusu da darmadağın olmuştu. Gece
savaşamayan Partlar geri çekilmişler, fırsattan yararlanan Roma ordusu Fırat’ın
gerisine çekilerek toparlanmaya çalışıyordu. Crassus ve Casius’u tanıyan bazı
Arap reisleri isterlerse eğer Part ordusuna komuta eden Surena ile barış
yaptırabileceklerini söyleyerek ikna etmişlerdir. Durumun vahametini kavrayan
Crassus barıştan yana tavır almış ve Surena ile yapılacak görüşmeye onay
vermişti. Ancak Crassus 3. Hatasını da yapmıştı. Güvendiği ve inandığı
Andromachus aslında Partlara hizmet etmekteydi. Crassus ona tüm detayları
anlatmış söylenmemesi gereken her şeyi söylemiş ve Andromachus da bildiklerini
Orodes’e aktarmıştı. Surena kendisi ile görüşmeye gelen Roma elçilerini
aşağıladığında onlara hakaret yağdırdığında gerçeği anlayabildiler. Komutan
Surena barışın ancak Crassus ve Casius’un elleri bağlı olarak teslim
edildiklerinde geçerli olabileceğini söylemişti. Durumun yeni farkına varan
Romalılar kaçmaya çalıştılarsa da hala saplandıkları bataklıktan kurtulmaya
çalışıyorlardı.
*M.Ö. 53 6 Mayısta sonuçlanan savaşın sonunda Roma ordusu 20000 ölü 10000 esir
kayıp vermişti. Partların toplam 11000 bin olan askeri kuvvetinden sadece 1000
kadarını kaybetmişlerdi.
Crassus teklif edilen barış görüşmelerinden yediği kazıkları da dikkate
alarak artık ümidini kesmiş ve kimseye inanmamaya başlamıştı. Emrindeki yerli
reis ve prensler durumun farkına varıp Orodes ile işbirliğine girmeye
başlamıştı bile. Armenia kralı Artavasdes bile Orpdes ile barış yapmaya
çalışmış hatta kızını Orodes’e vererek akrabalık ilişkisi kurmuşlardır.
*Bu savaş sonrasında Cassius kurtarabildiği 4000 kişilik askerleri ile
onurlandırılmış ve Suriye Valisi olarak görevlendirilmiş ve iki yıl boyunca
Partlara karşı korumuştur. Daha sonra adı Sezar’ın öldürülmesinde geçecek.
*Crassius ise doğal olarak bu savaşı ölü bitirmiştir. Ölümü konusunda çok
farklı açıklamalar vardır. Bir yoruma göre savaşın sonlarında kaçarken bir Part
askeri tarafından öldürülmüştür. Bir başka açıklamaya göre yaralı olarak esir
edilmiş ve aşağılanmak için kadın elbisesi giydirilmiştir. Başka bir açıklamaya
göre de canlı canlı eriyik altın ağzından verilerek doymayan zenginliğinin
sonuçlarını yaşamasını göstermişlerdir.
2 Yorumlar
Çok güzel bir anlatım elinize sağlık Bu arada sizide son yazıma beklerim :=)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Sil